Kadın Hastalıkları

Size özel toplam 5 konu var.
  • Vajinismus Tedavisi Antalya, 2023 Fiyatları

    Vajinismus Tedavisi Antalya

    Antalya’da Vajinismus rahatsızlığınızı tedavi edebilecek Vajinismus ile özel olarak ilgilenen, güvenilir, bilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı arayışındaysanız Vajinismus Tedavisi Antalya hizmetimizden siz de faydalanabilirsiniz. Bizimle iletişime geçerek Vajinismus Tedavisi Antalya ve Vajinismus Tedavisi Antalya Fiyatları gibi konularda detaylı bilgi alarak karar vermenizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Antalya Vajinismus nasıl tanımlanır?

    Antalya Vajinismus, Erkek cinsel organının vajinaya girişi denendiğinde vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda sürekli biçimde istemsiz kasılmalar olması ve bu kasılmaların cinsel birleşmeyi olanaksız kılması ya da güçleştirmesidir. Söz konusu bu kasılmaları kadın kendi isteğiyle yapmaz, üzerinde kontrol sağlayamaz ve kendisi geçiremez. Diğer bir deyişle, vajinismus vajinanın girişindeki kasların kadının kontrolü dışında, istemsiz kasılmasıdır.

    Antalya Vajinismus

    Vajinismus, kadınlarda cinsel birleşmenin gerçekleştiği organ olan vajinanın (vajenin) etrafındaki kasların, istem dışı ve anlık kasılmalarıyla ortaya çıkan tabloyla cinsel birleşme esnasında acıya ve ağrıya neden olması veya bu sebeple cinsel birleşmenin hiç gerçekleşmeme olayıdır.

    Vajinismus aynı zamanda bir erteleme ve kaçınma durumudur. Erteleme ve kaçınma durumlarında kadınlar bu sorunun geçici bir cinsel isteksizlik olduğunu düşünürler. Vajinismuslu kadınlar bir gün ilişki yaşayabileceklerine inanarak cinsel ilişkiyi ertelerler. Bazen de cinsel ilişkinin şart olmadığını, sevgi ilişkisinin bir ilişkiyi sürdürmek için yeterli olduğunu düşünerek vajinismus sorunu ile yüzleşmekten kaçınırlar.

    Vajinismus, Negatif Bir Koşullanmadır…

    Vajinismus hastalığı, kimi zaman bir ya da birkaç defa ağrılı ve kasılmalı cinsel birleşmenin ardından hiçbir şekilde cinsel ilişkiye girememe, isteksizlik şeklinde de kendisini gösterebilmektedir. Kadın ilişki esnasında acı hissetme duygusunu bu şekilde bilinçaltına iyice yerleştirir ve bu sayede artık süregelen ilişkilerin tamamında acı hissi düşüncesi yerleşerek, kişide bir ‘negatif koşullanma’ (kendi kendini şartlama) şeklinde zihne yerleşecektir. Bu negatif koşullanma durumu da ilişki esnasında meydana gelen kasılma neticesinde gerçekten de acı hissinin duyulmasına sebep olmaktadır.


    Vajinismus Belirtileri Nelerdir?

    • Cinsel ilişkinin bir türlü gerçekleşemiyor olması
    • Kadının jinekolojik muayeneden korkması ve bu nedenle gerçekleşen kasılmalar sonucu vajina girişinin kapanıp muayenenin gerçekleşememesi
    • Kadının tampon takamaması (Regl döneminde)
    • Kadının cinsel ilişki sırasında çok yoğun ağrı hissetmesi
    • Kadının cinsel ilişki sırasında kendini bir türlü rahat hissedememesi ve sürekli tetik halinde, gergin olması
    • Vajinaya parmak sokulamaması
    • Kadının cinselliği korkutucu ve tabu faaliyet olarak düşünmesi
    • Erkeğin penisinin sadece bir kısmının vajinaya girebilmesi ya da hiç girememesi nedeniyle cinsel ilişki yaşayamama
    • Kadının genital bölgesine bakamaması ya da genital bölgesini pis ya da ayıp bir bölge olarak görmesi

    Kasılma dışında başka belirtiler de var mıdır?

    • Vajinismusta bazen bedenin çeşitli bölgelerinde kasılmalar görülebilir. Kadın bilinçsiz bacaklarını kapayabilir. Bazen korku, titreme, terleme, çarpıntı, bulantı, ağlama, nefes alamama gibi belirtiler de eşlik edebilir.
    • Vajinismuslu kadınlarda görülen ortak inanışlar nelerdir?
    • Vajinismuslu kadınları değerlendirdiğimizde benzer yanlış inanışlara sahip olduklarını söyleyebiliriz. Bunlar;
    • Vajinam çok dar, penis çok büyük vajinama giremez.
    • Vajinamın girişinde duvar gibi engel var.
    • Cinsel organım iğrenç ve utanç verici.
    • Kızlık zarım kalın, parçalanacak.
    • Vajinam parçalanır.
    • Vajinam çok kanar, çok acır.

    şeklinde sıralanabilir.


    Vajinismus sadece ilk gece mi ortaya çıkar?

    Çoğunlukla ilk cinsel birleşme sırasında istemsiz kasılmalar sonucu cinsel birleşmeye olanak vermeme ve bu durumu yineleme şeklinde görülür. Bu “primer (birincil) vajinismus”tur.

    Ancak daha önce cinsel birleşme yaşantısı olmuş ve sonrasında vajinismusu geliştirmiş kadınlarda “sekonder (ikincil) vajinismus” olarak adlandırılır. Yani vajinismus daha önce ilişkiye girmiş kadınlarda da ilerleyen süreçte görülebilir.

    Antalya Vajinismus Doktoru

    Antalya Vajinismus Nedenleri nelerdir?

    Cinsellik konusunda yukarıda da saydığımız yanlış inanışlar ve tabular Antalya Vajinismus gelişmesinde büyük rol oynar. Cinselliği konuşmanın, merak etmenin, öğrenmenin -ne yazık ki- ahlaksızlık sayıldığı ülkemizde kadınlar bu konuyu öğrenmek için çaba göstermemektedir. Baskıcı aile ortamında yetişen ve cinsellikle ilgili yanlış inanışlarla büyüyen kadınların içselleştirdiği korkuların ve tabuların vajinismusa zemin hazırladığı söylenebilir. Bununla beraber vajinismuslu kadınların cinsel birleşme yaşayamamalarının altında yatan sebeplere baktığımızda; cinsel taciz, hamile kalma korkusu, lezbiyen cinsel eğilimler de karşımıza çıkabilir. Daha önce cinsel deneyimi olmasına rağmen sonradan vajinismus geliştirmiş kadınlarda ise yaşanmış kötü deneyimler (doğum, kürtaj, düşük, tecavüz, ağrılı cinsel ilişki, zorlu ameliyat ya da jinekolojik muayene gibi) neden olabilir.

    Antalya Vajinismus Tedavisi var mıdır?

    Antalya Vajinismus tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren bir cinsel işlev bozukluğudur. Dolayısıyla, vajinismusun tedavisi vardır.

    Vajinismus Tedavisinde uygun olmayan yaklaşımlar nelerdir?

    Kızlık zarının operasyon ile alınması kadının korkusunu yenmesine yardımcı olmaz.

    Uyuşturucu pomat kullanımı cinsel birleşmeyi sağlamanın aksine kadında ve erkekte cinsel uyarılmayı engeller ve cinsel isteksizliğe, ereksiyon sorununa yol açabilir.

    Alkol alımı yararsız bir yaklaşımdır. Alkol bilinçaltındaki kaygıların, korkuların yok olmasını sağlamaz.

    Tek başına kaygı giderici, ağrı kesici ilaçların kullanımı, cinsel birleşmeden korkan ancak kasılmaları olmayan kişilerde geçici çözüm olabilir. Vajinismus vakalarında yararsız

    bir yaklaşımdır.

    Tek başına hipnoterapi, hastanın bilinçli kontrolüne yardımcı olmayacağı için etkili değildir.

    Antalya Vajinismus Tedavisi nasıl yapılır?

    Antalya Vajinismus hastalarında öncellikle amaç, kişilerdeki yanlış inanışların düzeltilmesi ve cinsellikle ilgili doğru bilgilerin verilmesidir.

    Vajinismuslu kadınların tedaviye eşleriyle gelmesi tedavinin daha etkili olmasını sağlar. Sorun sadece kadının sorunu değildir. Ve eşinin desteğine, sevgisine ve ona güvenmeye ihtiyacı vardır.​ Aynı zamanda eşin ön sevişme ile güven vererek kadını cinsel ilişkiye hazırlaması gerekmektedir. Tedavi süresince gösterilen çabayı eşin desteklemesi ve pekiştirmesi en iyi sonuca ulaşmada etkili olacaktır.

    Vajinismus tedavisi için cinsel terapi gerekmektedir. Vajinismus, tedavisi çok uzun sürmeyen bazen 3-4 seansla çözümlenebilen ancak tek seansla çözümlenmeyen bir hastalıktır.

    Cinsel terapide, çoğunlukla partnerle birlikte haftada bir seans görüşme yapılır. Seanslar sırasında cinsel bilgi verilir. Tedavide etkili şekilde kullanılan birtakım egzersizler belirlenir, anlatılır ve sonraki seansta sonuçları değerlendirilmek üzere ödev olarak verilir. Vajinismus tedavisinde öncelikle cinsel birleşme yasağı konur ve tedavinin sonuna kadar bu kurala uyulması istenir. Aşamalı olarak adım adım ilerlenir. Tedavide karşılaşılan güçlükler, dirençler terapist yardımıyla aşılır. Tedavinin son aşamasında cinsel birleşme yasağı kaldırılır ve cinsel birleşmenin gerçekleşmesiyle tedavi başarılı şekilde sonlandırılır.

    Tedavi sırasında kullanılan egzersizler şunlardır:

    Vajeni tanıma egzersizleri

    Kendi kendine masaj yaparak hazza odaklanma egzersizleri

    Kasların kontrol edilmesine yardımcı olmak amacıyla Kegel Egzersizi

    Aşamalı genişletme egzersizleri

    Vajinismus Tedavi Sürecimiz

    Antalya’da bulunan kliniğimize başvurmanızın ardından size ve bize uygun bir randevu günü ve saati belirliyoruz.

    Randevu esnasında sizinle konuşuyor ve vajinismusla alakalı çekincelerinizi azaltıyoruz. Bu sorunun tamamen çözülebileceğinden bahsediyor ve tedavi sürecimiz hakkında bilgi veriyoruz.

    Daha önceden de söylediğimiz gibi vajinismus rahatsızlığına neden olan sebepler çok yüksek olasılıkla psikolojik nedenlerdir. Ancak tedavimizde fiziksel bir sebeple bu durumun ortaya çıkabileceği ihtimalini tamamen göz ardı etmemek adına fiziksel muayene de gerçekleştiriyoruz. Fiziksel muayene ile bu sıkıntının nedeninin fiziksel olup olmadığına kesin bir kanaat getirerek tedavi sürecini ona göre belirliyoruz

    Çiftleri süreç hakkında bilgilendiriyor ve süreçte birbirlerine destek olmaları gerektiğini söylüyoruz.

    Eğer fiziksel bir sorun yoksa kadının bilinçaltında cinsel ilişkiye karşı duyduğu psikolojik tepkileri değiştirerek sağlıklı ve mutlu bir birliktelik gerçekleştirebilmeleri için ihtiyaç duydukları tedaviyi sunuyoruz. Bu tedaviler arasında bilgilendirme, psikoterapiler, davranışsal tedaviler ve diğer karma tedaviler yer almaktadır.

    Tedavinin işleyiş süresi vajinismus sorununun temellendiği olguya, çiftlerin tedaviye ne kadar açık olduğuna göre değişim göstermekle birlikte Vajinismus Tedavisi Antalya ile sizin süreci en rahat ve kolay şekilde atlatmanız için üzerimize düşeni yapıyoruz.

    Antalya Vajinismus Tedavisi Fiyatları 2020

    Antalya Vajinismus Tedavisi Fiyatları 2020 hakkında detaylı bilgi almak için kliniğimizi arayabilirsiniz. Bilgi için 0242 312 2 312 – 0546 202 87 44 numaralı telefonlarımızdan iletişime geçebilirsiniz.

    Genellikle çiftler başarılı bir vajinismus tedavisi sonucunda birdenbire hayatlarını değiştiren bu değişim karşısında hayrete düşerler. Kasılma ve giriş problemleri veya ilişkisi sırasında ağrısı olan kadınlar adım adım ilerleyen tedavi süreci ile ağrısız ve zevkli bir cinsel ilişkiye başlarlar. Antalya Vajinismus Tedavisi Fiyatları 2020 yılı itibariyle seans sayısına, yapılacak işleme ve doktordan doktora göre değişmektedir.

    Antalya’da Vajinismus rahatsızlığınızı tedavi edebilecek Vajinismus ile özel olarak ilgilenen, güvenilir, bilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı arayışındaysanız Vajinismus Tedavisi Antalya hizmetimizden siz de faydalanabilirsiniz. Bizimle iletişime geçerek Vajinismus Tedavisi Antalya ve Vajinismus Tedavisi Antalya Fiyatları gibi konularda detaylı bilgi alarak karar vermenizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Antalya Vajinismus nasıl tanımlanır?

    Antalya Vajinismus, Erkek cinsel organının vajinaya girişi denendiğinde vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda sürekli biçimde istemsiz kasılmalar olması ve bu kasılmaların cinsel birleşmeyi olanaksız kılması ya da güçleştirmesidir. Söz konusu bu kasılmaları kadın kendi isteğiyle yapmaz, üzerinde kontrol sağlayamaz ve kendisi geçiremez. Diğer bir deyişle, vajinismus vajinanın girişindeki kasların kadının kontrolü dışında, istemsiz kasılmasıdır.

    Kasılma dışında başka belirtiler de var mıdır?

    Vajinismusta bazen bedenin çeşitli bölgelerinde kasılmalar görülebilir. Kadın bilinçsiz bacaklarını kapayabilir. Bazen korku, titreme, terleme, çarpıntı, bulantı, ağlama, nefes alamama gibi belirtiler de eşlik edebilir.

    Vajinismuslu kadınlarda görülen ortak inanışlar nelerdir?

    • Vajinismuslu kadınları değerlendirdiğimizde benzer yanlış inanışlara sahip olduklarını söyleyebiliriz. Bunlar;
    • Vajinam çok dar, penis çok büyük vajinama giremez.
    • Vajinamın girişinde duvar gibi engel var.
    • Cinsel organım iğrenç ve utanç verici.
    • Kızlık zarım kalın, parçalanacak.
    • Vajinam parçalanır.
    • Vajinam çok kanar, çok acır.

    şeklinde sıralanabilir.

    Vajinismus sadece ilk gece mi ortaya çıkar?

    Çoğunlukla ilk cinsel birleşme sırasında istemsiz kasılmalar sonucu cinsel birleşmeye olanak vermeme ve bu durumu yineleme şeklinde görülür. Bu “primer (birincil) vajinismus”tur.

    Ancak daha önce cinsel birleşme yaşantısı olmuş ve sonrasında vajinismusu geliştirmiş kadınlarda “sekonder (ikincil) vajinismus” olarak adlandırılır. Yani vajinismus daha önce ilişkiye girmiş kadınlarda da ilerleyen süreçte görülebilir.

    Antalya Vajinismus Doktoru

    Antalya Vajinismus Nedenleri nelerdir?

    Cinsellik konusunda yukarıda da saydığımız yanlış inanışlar ve tabular Antalya Vajinismus gelişmesinde büyük rol oynar. Cinselliği konuşmanın, merak etmenin, öğrenmenin -ne yazık ki- ahlaksızlık sayıldığı ülkemizde kadınlar bu konuyu öğrenmek için çaba göstermemektedir. Baskıcı aile ortamında yetişen ve cinsellikle ilgili yanlış inanışlarla büyüyen kadınların içselleştirdiği korkuların ve tabuların vajinismusa zemin hazırladığı söylenebilir. Bununla beraber vajinismuslu kadınların cinsel birleşme yaşayamamalarının altında yatan sebeplere baktığımızda; cinsel taciz, hamile kalma korkusu, lezbiyen cinsel eğilimler de karşımıza çıkabilir. Daha önce cinsel deneyimi olmasına rağmen sonradan vajinismus geliştirmiş kadınlarda ise yaşanmış kötü deneyimler (doğum, kürtaj, düşük, tecavüz, ağrılı cinsel ilişki, zorlu ameliyat ya da jinekolojik muayene gibi) neden olabilir.

    Antalya Vajinismus Tedavisi var mıdır?

    Antalya Vajinismus tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren bir cinsel işlev bozukluğudur. Dolayısıyla, vajinismusun tedavisi vardır.

    Vajinismus Tedavisinde uygun olmayan yaklaşımlar nelerdir?

    Kızlık zarının operasyon ile alınması kadının korkusunu yenmesine yardımcı olmaz.

    Uyuşturucu pomat kullanımı cinsel birleşmeyi sağlamanın aksine kadında ve erkekte cinsel uyarılmayı engeller ve cinsel isteksizliğe, ereksiyon sorununa yol açabilir.

    Alkol alımı yararsız bir yaklaşımdır. Alkol bilinçaltındaki kaygıların, korkuların yok olmasını sağlamaz.

    Tek başına kaygı giderici, ağrı kesici ilaçların kullanımı, cinsel birleşmeden korkan ancak kasılmaları olmayan kişilerde geçici çözüm olabilir. Vajinismus vakalarında yararsız

    bir yaklaşımdır.

    Tek başına hipnoterapi, hastanın bilinçli kontrolüne yardımcı olmayacağı için etkili değildir.

    Antalya'da Vajinismus Tedavisi nasıl yapılır?

    Antalya Vajinismus hastalarında öncellikle amaç, kişilerdeki yanlış inanışların düzeltilmesi ve cinsellikle ilgili doğru bilgilerin verilmesidir.

    Vajinismuslu kadınların tedaviye eşleriyle gelmesi tedavinin daha etkili olmasını sağlar. Sorun sadece kadının sorunu değildir. Ve eşinin desteğine, sevgisine ve ona güvenmeye ihtiyacı vardır.​ Aynı zamanda eşin ön sevişme ile güven vererek kadını cinsel ilişkiye hazırlaması gerekmektedir. Tedavi süresince gösterilen çabayı eşin desteklemesi ve pekiştirmesi en iyi sonuca ulaşmada etkili olacaktır.

    Vajinismus tedavisi için cinsel terapi gerekmektedir. Vajinismus, tedavisi çok uzun sürmeyen bazen 3-4 seansla çözümlenebilen ancak tek seansla çözümlenmeyen bir hastalıktır.

    Cinsel terapide, çoğunlukla partnerle birlikte haftada bir seans görüşme yapılır. Seanslar sırasında cinsel bilgi verilir. Tedavide etkili şekilde kullanılan birtakım egzersizler belirlenir, anlatılır ve sonraki seansta sonuçları değerlendirilmek üzere ödev olarak verilir. Vajinismus tedavisinde öncelikle cinsel birleşme yasağı konur ve tedavinin sonuna kadar bu kurala uyulması istenir. Aşamalı olarak adım adım ilerlenir. Tedavide karşılaşılan güçlükler, dirençler terapist yardımıyla aşılır. Tedavinin son aşamasında cinsel birleşme yasağı kaldırılır ve cinsel birleşmenin gerçekleşmesiyle tedavi başarılı şekilde sonlandırılır.

    Tedavi sırasında kullanılan egzersizler şunlardır:

    • Vajeni tanıma egzersizleri
    • Kendi kendine masaj yaparak hazza odaklanma egzersizleri
    • Kasların kontrol edilmesine yardımcı olmak amacıyla Kegel Egzersizi
    • Aşamalı genişletme egzersizleri

    Antalya Vajinismus Tedavisi Fiyatları 2023

    Antalya Vajinismus Tedavisi Fiyatları 2023 hakkında detaylı bilgi almak için kliniğimizi arayabilirsiniz. Bilgi için 0242 312 2 312 – 0546 202 87 44 numaralı telefonlarımızdan iletişime geçebilirsiniz.

    Genellikle çiftler başarılı bir vajinismus tedavisi sonucunda birdenbire hayatlarını değiştiren bu değişim karşısında hayrete düşerler. Kasılma ve giriş problemleri veya ilişkisi sırasında ağrısı olan kadınlar adım adım ilerleyen tedavi süreci ile ağrısız ve zevkli bir cinsel ilişkiye başlarlar. Antalya Vajinismus Tedavisi Fiyatları 2020 yılı itibariyle seans sayısına, yapılacak işleme ve doktordan doktora göre değişmektedir.

  • Miyom Tedavisi Antalya, Miyom Tedavisi Fiyatları

    Miyom Tedavisi Antalya

    Antalya’da Miyom hastalığınızı tedavi edebilecek Jinekolojik Hastalıklar ile özel olarak ilgilenen, güvenilir, bilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı arayışındaysanız Miyom Tedavisi Antalya hizmetimizden siz de faydalanabilirsiniz. Bizimle iletişime geçerek Miyom Tedavisi Antalya ve Antalya Miyom Tedavisi Fiyatları gibi konularda detaylı bilgi alarak karar vermenizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Miyomlar, rahimin düz kaslarından gelişen en sık rastlanan iyi huylu tümörüdür. Doğurganlık çağındaki kadınların % 20 – 25′ inde görülür. 40 yaş ve üzerindeki kadınlarda bu oran % 45 ile 50 lere kadar çıkmaktadır. Miyom oluşumundan hormonal ve çevresel faktörler sorumlu tutulmaktadır. Östrojenin  Miyomların büyümesine yol açtığı düşünülmektedir.  Menapoz döneminde östrojen düzeyi azalır ve Miyomlarda küçülme görülür.

    Risk Faktörleri

    Miyom gelişiminden erken adet başlangıcı, hiç çocuk sahip olmamış olmak, geç yaşta doğum yapmak risk faktörlerini oluşturmaktadır. Birinci derece akrabalarında Miyom olan kişilerde Miyom gelişme riski 2,5 kat artmıştır. Siyah ırk olmak Miyom görülme şansını, beyaz ırka göre dokuz kat artırır. 25-29 yaşları arasında doğum yapanlarda Miyomların daha az görüldüğü bulunmuştur.

    Miyom Belirtileri

    Miyomlar genellikle belirti vermezler. Çok büyük olan Miyomlar bile bazen belirti vermeyebilirler. Miyomların belirtileri yerleşme yerine büyüklüklerine ve gebelik durumuna göre değişiklik gösterebilir. En sık rastlanan şikayetler şöyledir;

    Adet Düzensizliği : Adet miktarında artma ve süresinde uzama yapabilir. Bunun yanında Miyomlarda adet öncesi lekelenme, ara kanamalar ve uzamış adet görülebilir. Bu fazla kanamalar bir süre sonra kansızlığa yani “anemi”ye neden olur.

    Pelvik Ağrı : Miyomlarda ağrı genellikle Miyomun yapısının bozulmasına bağlı ortaya çıkar. Yavaş yavaş artan kasık ağrısı olabileceği gibi ani bir ağrı olarak ortaya çıkabilir. Bazen de hastalar kramp tarzında ağrıdan yakınabilirler. Bel ve kasık ağrısı, kasıklarda dolgunluk hissi Miyomlarla birlikte rastlanan belirtilerdir. İleri derecede büyümüş bir Miyom etrafındaki dokulara ve sinirlere baskı yaparak da ağrıya yol açabilir.

    Bası belirtileri : İdrar kesesine bası yaparak sık sık idrara çıkma gibi üriner belirtiler, kalın bağırsağa bası yaparak kabızlık gibi yakınmalara neden olabilir.

    Karındaki belirtiler : Bazen hastayı doktora getiren neden karnın şişmesi veya büyümesi olabilir. Zayıf hastalar karnındaki şişliği farkedebilirler.

    Kısırlık : Miyomlar bazen kısırlık nedeni olabilirler. Ancak diğer kısırlık nedenleri araştırılıp elendikten sonra Miyom kısırlıktan sorumlu tutulabilir.

    Miyomların kötü huylu yani kanser olma ihtimali çok düşüktür. Bu oran %0,7 olarak belirtilmesine karşın pek çok araştırmada rahimin düz kaslarından gelişen kanserin(leioMiyomsarkom) var olan Miyomlardan köken almadığı, kendi başına ve diğerlerinden bağımsız olarak geliştiğini öne sürmektedirler. Ancak, menopoz sonrası çok hızlı büyüme gösteren Miyomlarda bu ihtimali göz önünde bulundurmak gerekir.

    Miyom tanısı rutin sağlık kontrolü veya jinekolojik yakınmaları olan hastalarda yapılan jinekolojik muayene ile tanı konulur. Muayene esnasında tipik olarak uterus büyük ve düzensiz olarak saptanır. Miyomları yumurtalık kaynaklı diğer pelvik kitlelerden ayırt etmek ve rahin duvarındaki yerini  ve boyutunu tespit etmek için vajinal veya abdominal ultrasonografik inceleme yapılır. Büyük Miyomların diğer pelvik kitlelerden ayırt edilemediği durumlardan MR (Magnetik Rezonans) ve BT(Bilgisayarlı Tomografi) gibi daha ileri inceleme gerekebilir. Ayrıca sonohisterografi  adı verilen yöntemle rahim iç duvarının sıvı  verilerek şişirilmesi ile rahimin en iç tabakasında yerleşen Miyomlar(submuköz Miyom) yine bu tabakadan kaynaklı polipleri ayırt etmede oldukça yardımcıdır.

    Miyomlarda Tedavi

    Gözlem :

    Miyomu olan birçok kadında eğer belirgin bir şikayet yaratmıyorsa tedavi gerekmez. Sadece takip yeterli olur. Bu gibi durumlarda her 6 ayda bir muayene ve ultrason ile hastanın takibi ve değişiklik saptanır ise tedavi gereklidir.

    Cerrahi Olmayan Tedavi  Seçenekleri

    Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (mefenamik asit gibi) ve antifibrinolitik ajan traneksamik asit Miyoma bağlı aşırı kanamaların tedavisinde kullanılabilir. Adet dönemindeki kan kaybını traneksamik asit yaklaşık %50, mefenamik asit üçte bir oranında azaltır.

    Hormon Tedavisi

    Düşük dozajlı doğum kontrol hapları miyom boyutunda büyümeye neden olmadan, adet dönemindeki kan kaybını önemli ölçüde azaltır ve hemoglobin değerlerini yükseltir. Norethisteron ve Duphaston gibi progestinler kan kaybını azaltmada etkindirler. Mifepriston (RU486) antiprogestin bir ilaçtır. Altı ay süreyle kullanılmasının %48 oranında Miyom hacmini azalttığı gösterilmiştir.

    Gonadotropin releasing Hormon (GnRH) Analogları

    GnRH analogları Miyomların tedavisinde operasyon öncesinde kullanılabilir. GnRH agonistleriyle tedavinin amacı bir nevi medikal menopozdur. Sıcak basması, vajinal kuruluk, baş ağrısı, , uykusuzluk ve emosyonel bozukluklar, depresyon, azalmış libido gibi yan etkiler görülür. Bu yan etkiler tedavinin kesilmesini takiben 3-6 ay arasında azalır. 6 aylık kullanımda Miyomların hacmi %30 ve rahim hacmi %35 azalır. GnRH agonistlerinin cerrahi tedavi öncesi kullanımı, ameliyat süresini ve hastanede kalış süresini kısaltır, kan kaybında azalmaya neden olur ve böylece ameliyat için karına dikine kesiyi engelleyebilir. Bu da estetik olarak daha iyi bir sonuç doğurur. GnRH agonistleri pahalı olması ve yan etkilerinin varlığı nedeniyle seçilmiş olgulara uygulanmaktadır. Bu tedaviyi bitiminde kısa süre içinde Miyom boyutunun tekrar büyüyerek uterusun önceki boyutlara ulaşabileceği ve semptomların geri dönebileceği unutulmamalıdır. Bu ilaçların bugün için kullanılma nedeni cerrahi öncesinde seçilmiş olgularda hazırlık amaçlıdır.

    Hormonlu Spiral

    Levonorgestrel salgılayan intrauterin araç (LNG-IUD) 12 haftalık gebelik cesametinden küçük miyomlarda adet dönemindeki kan kaybını etkili bir şekilde azaltır. Cerrahi tedaviye alternatif olarak kullanılabilir. Hastalar lekelenme tarzı kanamalar olabileceği ve adet kanamasının azalacağı ve hatta adetten tamamen kesilebileceği konusunda uyarılmalıdır. 12 ay sonunda vakaların %40 ında adetler kesilecektir. Düzensiz lekelenme tarzında kanamaların 3 ay süresince giderek azalacağı hakkında hasta bilgilendirilmelidir. Baş ağrısı, memelerde hassasiyet, şişkinlik ve cilt reaksiyonları görülebilir fakat çoğu zaman içinde kaybolur. LNG-IUD’ın (Hormonlu Spiralin) kullanım süresi 5 yıldır. LNG-IUD (Hormonlu Spiral) hastanın yaşam kalitesini düzeltir ve uzun süre kullanıma olanak tanır. LNG-IUD (Hormonlu Spiral) cerrahiye alternatif bir tedavi yöntemi olabilir.

    Miyomlarda Cerrahi Tedavi

    Histerektomi (Rahimin ameliyatla çıkarılması) çocuk isteği olmayan, menopoza yaklaşmış ve diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamamış ve belirti veren kadınlar için kesin tedavi şeklidir. Histerektomi karından, laparaskopik veya vaginal yolla yapılabilmektedir. Üreme kapasitesini koruma isteği hiç olmasa dahi, birçok kadın rahimlerini korumak istemektedirler. Kadınlara tercihlerine saygılı olunarak tüm tedavi seçenekleri hastaya ayrıntılı olarak sunulmalıdır. Hastanın üreme kapasitesini koruma isteği varsa, miyomektomi ilk tercihtir. Miyomektomi karından, vajinal yolla, laparaskopi ile veya histeroskopi ile yapılabilmektedir. Semptomatik Miyomların tekrarlama riski yüksek olduğu için Miyomektomiye daha çok hastalıksız bir dönem sağlayıcı tedavi gözüyle bakılmalı ve kadınlar mümkün olan en kısa sürede çocuk sahibi olmaları konusunda bilgilendirilmelidir. Her zaman sadece Miyomun çıkarılması mümkün olmadığı unutulmamalıdır. Miyomun kesin olarak çıkarılıp çıkarılmayacağına ameliyat esnasında karar verilir.

    Cerrahiye Alternatif Olabilecek Diğer Tedaviler

    Uterin Arter Embolizasyonu (UAE)

    Bacakta kasıktan geçen ana atar damara girilir. Kateter vasıtası ile rahime gelen atar damarlara tıkayıcı ajanlar  verilir. İşlemden sonra Miyoma giden kan akımın durmasına veya azalmasına bağlı ağrı olabilir. Genelde 1 sonraki gün hasta taburcu edilir. 3 ay sonra hastaların kanama şikayetlerinin %83, ağrılı adetlerin %76 azaldığı görülmüştür. Prosedür gebe kalabilme beklentisi olmayan kadınlarda kullanılmalıdır.

    Manyetik rezonans ile yönlendirilmiş odaklanmış ultrason

    Gebelik isteyen kadınlara önerilmez. MRI ile istenilen dokuya tam hedef alınması sağlanır. Fokal bir nokta üzerine ultrason enejisi hedeflenerek Miyom dokusunda hücre ölümü sağlanır.

    Miyom ve Gebelik İlişkisi

    Gebelikte Miyomların klasik olarak büyüdüğü bilinir. Ancak, bazı çalışmalarda bazı Miyomların büyüdüğü, buna karşın bir kısmının ise değişmeden kaldığı ve hatta küçüldüğü gözlenmiştir. Yani gebeliğin Miyomlar üzerine değişken ve tahmin edilemeyen bir etkisi olmaktadır. Bugün için gebelikte Miyomların büyük bölümünün (%69) büyümeden kaldığı düşünülmektedir. Gebelikte büyük olmayan Miyomların belirgin zararı yoktur. Ancak, büyük Miyomlar çocuğun başının doğum kanalına girmesine engel olabilecek bir yerleşimde olabilir. Miyomların düşük ve erken doğum riskini, sezeryan operasyonu ihtimalini ve doğum sonrası kanama riskini arttırdığı bilinmektedir.

    Gebelik öncesinde Miyomektomi ameliyatı olanlarda doğum eylemi sırasında düşük bir ihtimal olsa da uterin rüptür (uterusun yırtılması) riskinin bilinmesinde fayda vardır.

    Gebe uterusunun aşırı derecede kanlanması ve bunun sonucunda çıkarılan Miyom yerinden kanamanın durdurulamaması riski nedeniyle sezaryan operasyonu esnasında Miyomların çıkarılması tercih edilmez. Kanamanın durdurulamaması sonucu rahmin alınma (Histerektomi) riski olabilir. Eğer, Miyom rahmin dış duvarında ve özellikle saplı ise sezaryen sırasında alınabilir. Daha derinde yerleşmiş olan miyomların ise ancak bu konuda deneyimli olan cerrahlar tarafından alınmaları önerilir.

    Antalya Miyom Tedavisi Fiyatları

    Antalya Miyom Tedavisi Fiyatları miyomun sayı ve yerleşimine, ameliyatın açık mı kapalı mı olacağına, laparoskopi ya da histereskopi kullanılmasına ve yapıldığı hastaneye göre değişmektedir. Hastane yatış süresi de fiyatları etkiler. Ameliyatlar Antalya’da anlaşmamız olan özel hastanelerde yapılmaktadır. Muayenehanede sadece tanı ve cerrahi planlama yapılmaktadır.

  • Antalya İdrar Kaçırma Tedavisi, Fiyatları

    Antalya İdrar Kaçırma Tedavisi

    Antalya İdrar Kaçırma Tedavisi konusunda tecrübeli, profesyonel ve daha önceki tedavilerinde başarılı sonuçlar elde eden Jinekolog doktor arayışındaysanız doğru adrestesiniz. Bizimle iletişime geçerek Antalya İdrar Kaçırma Tedavisi gibi konularda detaylı bilgi alarak İdrar Kaçırma süreciyle ilgili karar vermenizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Antalya İdrar Kaçırma (Üriner inkontinans) kadının istem dışı idrar kaçırması olup medikal, hijyenik ve sosyal bir problemdir. Sanıldığının aksine sadece yaşlıları değil, her yaş grubu kadında görülebilen önemli bir sağlık sorunudur. Toplumda görülme sıklığı oldukça yüksek olan ve yaşla birlikte artan bu sorun, yaşam kalitesini, sosyal ve cinsel hayatı belirgin şekilde etkilemektedir.

    Üriner inkontinans yaşamı tehdit eden bir olay olmasa da sürekli ıslaklık, irritasyon ve koku olması endişesi ile oluşan rahatsızlık hissi depresyona kadar varan emosyonel sorunların gelişmesini sağlar. Yaşanan bu sorunlardan ötürü üriner inkontinanslı kişiler fiziksel ve sosyal yaşamlarını kısıtlamakta ve toplum içerisinde diğer insanlarla bir araya gelmek istememektedirler.

    Üriner inkontinans birçok nedenle ortaya çıkabilen karmaşık, multifaktöriyel bir durumdur.

    Risk faktörleri aşağıda sırlanmıştır:

    Cinsiyet; üriner inkontinans kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat fazla görülmektedir.

    Yaş: üriner inkontinans sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artmaktadır. Stres inkontinans 65 yaş altında daha sık iken, mikst inkontinans ve urge inkontinans 65 yaş üzerinde daha sık saptanmıştır.

    Doğumlara bağlı anatominin bozulması ve pelvik taban kaslarının zayıflaması

    Menopoza bağlı östrojen eksikliği

    Sigara

    Obezite

    Diğer sebepler:


    Geçirilmiş pelvik cerrahi, idrar sistem infeksiyonları, kabızlık, sistemik hastalıklar (diabet, kalp yetmezliği), demans ve diğer ağır nörolojik bozukluklar.


    İdrar Kaçırma (Üriner inkontinans) bir semptom veya bulgu olabilir. Semptom üriner inkontinansta hasta fiziksel aktivite sırasında karın içi basınç artışı ile idrar kaçırmaktan şikayetçidir. Bulguda, idrar kaçırma muayene eden doktor tarafından  gözlenir. Fizik muayeneye ilaveten  başta ürodinamik değerlendirme olmak üzere birçok laboratuar (idrar tetkiki ve kültürü, stres testi, ped testi) ve görüntüleme (intravenöz pyelografi, sistoüretrografi, ultrasonografi) yöntemleri hastanın  değerlendirilmesi ve tanı koymaya katkına bulunur.



    Antalya İdrar Kaçırma

    Üriner inkontinansta sınıflama

    Stres inkontinans: Kadınlarda üriner inkontinansın en yaygın görülen tipi öksürme, hapşırma ve ağır kaldırma gibi aktiviteler esnasında istemsiz idrar kaçırma olarak adlandırılan stres üriner inkontinanstır.

    Urge inkontinans: İstemsiz oluşan detrusor (mesane kası) kasılması ile karakterizedir. Sık idrar yapma ve ani olarak idrara çıkma şikayetleri mevcuttur.

    Miks tip inkontinans: Stres ve urge inkontinans semptomlarının birlikte görüldüğü inkontinans şekli olarak tanımlanır. Stres ya da urge inkontinans belirtileri diğerine oranla daha rahatsız edici düzeyde olabilir. Miks tip inkontinans geriatrik populasyonda daha sık görülmektedir.

    Taşma inkontinansı: Mesanenin aşırı dolması sonucunda belirli aralıklarla küçük miktarda istemsiz idrar kaçırılması durumudur

    Geçici ya da fonksiyonel üriner inkontinans: üriner enfeksiyon, aşırı idrar üretimi, ilaç kullanımı, kabızlık, akut konfüzyon

    Stres inkontinans tedavisi

    Hastanın klinik değerlendirilmesi ve ürodinamik teşhis ardından mevcut konservatif tedavi modalitelerinden biri veya cerrahi tekniklerden hastaya en uygun olanı seçilerek tedavi planlanmalıdır.


    Konservatif tedavi metodları

    a) Fizyoterapi: Pelvik taban egzersizleri, vajinal koniler, biofeedback tedavisi, davranış tedavileri (mesane alışkanlıklarının yeniden kazanılması, mesane eğitimi, zamanı ayarlayarak işeme), fonksiyonel elektriksel stimulasyon (FES)

    b) Medikal Tedavi : Östrojen, alfa-adrenerjik ajanlar

    c) Diğer önlemler: Obezitenin giderilmesi, kabızlığı önleyen diyetsel modifikasyon, sıvı kısıtlaması, kronik öksürüğe neden olan durumların tedavisi.

    d) LAZER tedavisi

     Cerrahi Tedavi Metodları

    a) Vajinal ameliyatlar: Kolporafi anterior (ön onarım)

    b) Retropubik ameliyatlar: Marshall-Marchetti-Kranz, Burch kolposüspansiyon paravajinal defekt onarımı

    c) Abdomino-vajinal yolla uygulanan iğne süspansiyon ameliyatları: Stamey, Pereyra, Raz

    d) İntrensek sfinkter yetmezliği tedavisindeki operasyonlar: Sling operasyonları (TVT, TOT), organik materyel kullanarak (rektus kılıfı, fasya lata), sentetik materyel kullanarak ( mersilen, silastik, vicryl)

    Urge inkontinansta tedavi

    Davranış tedavileri: Biofeedback, mesane alışkanlıklarının yeniden kazandırılması, mesane eğitimi.

    Elektriksel stimulasyon

    Medikal tedavi: antikolinerjik ajanlar, muskulotropik relaksanlar, trisiklik antidepresanlar

    Mikst inkontinans

    Primer yakınma stres inkontinans ise cerrahi tedavi, urge inkontinans  ise medikal tedavi tercih edilir.

  • Antalya Endometriozis Tedavisi

    Antalya Endometriozis Tedavisi

    Rahimin iç kısmını döşeyen zar tabakasına endometrium adı verilir. Antalya Endometriozis rahimin iç tabakasında bulunan ve her ay adet kanaması şeklinde dışarıya dökülen endometriumun vucutta rahim dışında bir yere yerleşmesi olarak tanımlanır. En sık  görüldüğü organlar karın içini döşeyen periton zarı, yumurtalıklar, tüpler, vajina, barsaklar, mesane, üreter, umbilikus (göbek deliği), eski operasyon dikiş bölgeleridir.


    Endometriozis neden ve nasıl oluşmaktadır?

    Endometriozis sebepleri ve tedavisi yönünden tartışılan bir hastalıktır, nedenini açıklamak için değişik teoriler ortaya atılmıştır. Bunların birisi adet sırasında endometrial dokunun tüpler aracılığıyla karın boşluğuna geri aktığını, bağışıklık sistemi cevabının yetersizliği neticesi bu geri kaçan endometrial dokunun karın boşluğunu saran periton zarında ve overler, tubalar gibi genital organlarda endometriozis odakları oluşturduğunu ileri sürmektedir. Bir diğer teori ise endometrial dokunun kan ve lenf damarları ile yayıldığını ve endometriozisin böylece oluştuğunu ileri sürmektedir.

    Sonuç olarak oluşan endometriozis odakları estrojen hormonunun adet döngüsündeki değişimlerine göre büyümekte ve kanamakta, daha derine doğru yayılmakta, bunlara bağlı olarak bulunduğu bölgelerde ağrı ve yapışıklıklar oluşturmaktadır. Endometriozis odaklarını bağışıklık sistemi hücreleri ortadan kaldırmaya çalışırken iltihabi bir durum da beraberinde oluşmaktadır, buna bağlı nedbe dokuları, ciddi yapışıklıklar meydana gelmektedir.

    Endometriozis sıklığı nedir?

    Endometriozis bir üreme çağı hastalığıdır ve en çok 30’lu yaşlarda görülür.Genel olarak üreme çağındaki (15-49 yaş) her 10 kadının birinde görülmektedir. Ağrılı adet, ağrılı ilişki ve kronik kasık ağrısı olan kadınlarda %70 oranında görülmektedir. Kısırlık problemi olan kadınlarda %30-40 oranında görülmektedir.

    Endometriozis için risk faktörleri nelerdir?

    Sık, fazla ve uzun adet görme, erken adet görmeye başlama, geç menopoza girme, beyaz ırk, infertilite, doğuştan rahim anomalileri, ailede endometriozisle etkilenmiş birey olması (ailesinde endometriozis olan kadınlarda 3 kat daha fazla görülüyor), yağlı yiyeceklerle beslenme, et tüketimini fazla olması, fazla kafein tüketimi, zayıf ve uzun boy, sarışın ve kızıl olmak risk faktörleri arasında sayılmaktadır.


    Endometriozis belirtileri nelerdir?

    Kasık ağrısı, ağrılı adet, ağrılı cinsel ilişki (kasıklara ve makata vuran ağrı), kısırlık, barsak hareketleri veya idrara çıkma esnasında ağrı hissetme endometriozis ile ilgili şikayetleridir. Zaman zaman hiç şikayet oluşturmaz ve ameliyat ya da ultrasonografi esnasında görülür.


    Endometriozis tanısı nasıl konulur?

    Pelvik muayene esnasında hassasiyet, ağrı ifadesi,rahim ve yumurtalıkların hareketinin kısıtlı olması endometriozisi düşündürmektedir. Zaman zaman spekulum muayenesi esnasında serviks (rahim ağzı) arkasında mavi-mor nodüler lezyonlar görülebilmekte, bu basit bulgu pelvisin derin dokularında endometriozis varlığını ifade etmektedir. Bu nedenle spekulum ile pelvik muayene tanı konulmasında önemlidir.


    Tanıdaki yardımcı yöntemlerden en bilgi verici olanı ultrasonografidir. Ultrasonografide overdeki endometrioma dediğimiz çikolata kistleri görülebilir. İleri görüntüleme yöntemleri olan MRI, BT, özellikle derin endometriozis dediğimiz endometriozisin derin pelvik dokuları tuttuğu durumlarda faydalı olmaktadır.


    Endometriozisin kesin tanısı laparoskopi ile konulur. Laparoskopi genellkle genel anestezi altında yapılır. Göbek altında küçük bir kesi yapılır ve böylelikle tüm karın boşluğu kamera aracılığıyla incelenir. Bu sayede endmetriosizin şiddeti ve derinliği  konusunda fikir sahibi olunur. Bu yöntem aynı zamanda tedavi edici bir yöntemdir.


    Endometriozis tedavisi nasıldır?

    Endometriozis kesin olarak tedavisi yapılıp, tamamıyla ortadan kaldırılabilen bir hastalık değildir. Endometriozis hastalığının evresi, şiddeti, hastanın yaşı ve gebelik beklentisi tedavi yaklaşımını etkilemektedir. Tedavide belirleyici iki önemli faktör ağrı ve kısırlıktır.


    Endometriozis tedavisinde medikal ilaç kullanımı ve cerrahi olmak üzere 2 temel yaklaşım vardır. Medikal ilaç ile tedavide amaç endometriozis lezyonlarını baskılamak, endometriozis lezyonlarının ilerlemesini durdurmaktır. İlaç tedavisinde ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları, progesteron içeren ilaçlar ve rahim içi sistemler (spiral), GnRH analogları dediğimiz aylık ya da 3 aylık iğneler, aromataz inhibitörleri yer almaktadır. Bunlar arasında yan etki ve fiyat açısından fark vardır. İlaç tedavisi ne şekilde olursa olsun tedaviden 2 yıl sonra %50 oranında endometriozis tekrarlayabilir.


    Cerrahi tedavide amaç normal anatomiyi sağlamak, yapışıklıkları açmak, yumurtalık kistlerini kalan yumurtalık dokusuna en az hasar verecek şekilde çıkarmak, karın zarındaki endometriozis odaklarını koter ile tahrip etmek, derin endometriozis nodüllerini çıkarmak olarak ifade edilmektedir. Endometriozis tedavisinde cerrahi koruyucu cerrahi şeklinde olmalı, sadece endometriozis odakları yok edilmelidir. Erken yaşlarda cerrahiden çok gerekli olmadıkça kaçınılmalıdır çünkü cerrahi sonrasında kadınların yarısında bir yıl içerisinde semptomlar geri dönmektedir, ameliyattan sonraki 5 yıl içerisinde olguların yarısında tekrar operasyon gerekmektedir. Cerrahi sonrası medikal ilaç tedavisi uygulanması semptomların yeniden ortaya çıkışını geciktirebilir.


    Ağrı şikayeti ön planda ise medikal tedavi de cerrahi tedavi de önerilebilir ancak cerrahi ağrı için en etkin yöntemdir. Burada kadının doğurganlığı ve yaşı önem kazanmaktadır. Erken evre endometriozisde cerrahi sonrası medikal tedavi gerekmezken ileri evre endometriozisde cerrahi sonrası medikal tedavi uygulanması nüksün engellenmesinde faydalıdır.


    Kısırlık problemi olan kadında endometriozis tedavisi tartışmalıdır. Medikal ilaç tedavisinin infertil endometriozis olgularının yönetiminde yeri yoktur. Erken evre olgularda endometriozis odaklarının ameliyat ile çıkarılmasının gebelik oranlarını arttırdığı ileri sürülmektedir. Yumurtalıklarında endometrioması (çikolata kisti) olan kadınlarda bu kistin boyutu önemlidir. Eğer 5 cm ve üzeri ise cerrahi öncelikle önerilmektedir. Fakat bu cerrahi esnasında kalan over dokusuna en az harabiyet oluşturmak için dikkatli bir cerrahi yapılmalıdır, aksi takdirde yumurtalık kapasitesi azalabilmektedir. Cerrahiyi takip eden 6 ay içerisinde kendiliğinden gebe kalma şansı en yüksektir. Eğer cerrahi sonrası 1 yıl içerisinde gebelik oluşmadı ise yardımla üreme tedavilerine geçilmelidir. İleri evre endometriozisi olan  kadınlarda cerrahi yapmadan yardımla üreme tedavilerine geçilebilir, cerrahi uygulanması durumunda ise ameliyat sonrası fazla beklemeden yardımla üreme tedavilerine geçilmelidir.


    Zaman zaman endometriozis cerrahisi çok zorlu olabilmekte, barsak ve mesane tutulumları görülebilmekte, bu olgularda kolon cerrahı ve ürolog ile birlikte bir ekip olarak ameliyatı yapmak uygun olmaktadır. Sonuç olarak, endometriozis tedavisi kişiye özgün olarak planlanmalıdır.

  • Antalya Jinekolojik Muayene

    Antalya jinekolojik muayene sayesinde vajinal enfeksiyonlar, servikal erozyon, myomlar, yumurtalık kistleri gibi iyi huylu hastalıklar yanında kanser gibi pek çok hastalık erken devrelerde fark edilebilir ve kolay yöntemler ile tedavi edilebilir.

    Periyodik jinekolojik muayene kadın sağlığının vazgeçilmez bir ögesidir. Herhangi bir şikayeti olsun ya da olmasın, cinsel yönden aktif olan her kadının yılda bir kez jinekolojik muayene olması oldukça önemlidir.

    Jinekolojik muayene:

    • Dış genital organların muayenesi
    • Spekulum incelemesi ve smear testi
    • Ultrasonografi
    • Meme muayenesi ve görüntüleme yöntemleri
    • Jinekolojik muayene öncesi dikkat edilmesi gereken noktalar:
    • Muayenenin hatalı sonuç ve yorumlara mahal bırakmaması açısından, vajinal kayganlaştırıcıların, spermisitlerin, fitillerin 1-2 gün öncesinden itibaren kullanılmaması gereklidir.
    • Adet esnasında ve özellikle ilk gününde mecbur olmadıkça muayene yapılmamalıdır.
    • Adet esnasında ya da kanama varsa smear alınmaması daha uygundur.

    Rahim Ağzı Kanseri Taraması

    Rahim ağzı kanseri gelişmekte olan ve az gelişmiş olan ülkelerde sık görülen kadın kanserleri arasındadır. Rahim ağzı kanseri tanısı kadın doğum muayenesi ve pap smear denilen rahim ağzından alınan yayma ile konulur. Smear denilen tarama yöntemi sayesinde rahim ağzı kanseri ve buna bağlı ölümler azalmıştır.

    Smear taramasına 21 yaşında başlanmalıdır.Tarama aralıklarının 21-29 yaş aralığında 3 yılda bir olması yeterlidir. 30-65 yaş arasında ise Pap smear tek başına yapılıyorsa yine 3 yılda bir, HPV testi ile birlikte yapılıyorsa 5 yılda bir tarama yapılması yeterlidir. HPV testi ile birlikte Pap smear taraması kansere karşı korunmada daha duyarlıdır.

    Tarama programına, rahim ağzı kanseri ya da öncül lezyonları nedeniyle tedavi almış hastalar dışında 65 yaşında son verilmesi önerilmektedir.

    Gebelik planlayan annelerin gebelik öncesi dönemde smear taraması yaptırmaları önerilmektedir. Gebelik döneminde tarama yapılacaksa ilk üç ayda yapılmalıdır, İlk üç ayda yapılan smearin düşük yapıcı etkisi bulunmamakta ve bebeğe zarar vermemektedir.

    Rahim Kanseri Taraması

    Rahim kanseri ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde en sık saptanan kadın kanserlerindendir. Rahim kanserleri rahimin iç tabakasından kaynaklanır. Kadınlarda genellikle menopoz sonrası dönemde görülebileceği gibi 40 yaşın altında da görülebilmektedir.

    Rahim kanserinin nedenleri çeşitlidir. İlerlemiş yaş, obezite, hormonal nedenler, ırsi nedenler risk yaratan durumlardır. Genellikle menopoz sonrası vajinal kanama bulgusu verdiği için erken aşamada saptanır. Menopoz öncesi dönemde ise adet düzeninde bozukluğu olup, ailesel öyküsü olanlar , kısırlık öyküsü olanlar, obez ve polikistik over hastalığı gibi risk faktörü bulunan kadınlarda görülebilir.

    Rahim kanserini taramada etkinliği gösterilmiş bir yöntem günümüzde bulunmamaktadır.

    Tanısı rahim iç tabakasından parça alınması ile konulur. Tedavinin temelini cerrahi tedavi oluşturmaktadır.

    Meme Kanseri Taraması

    Kadınlarda meme kanseri taraması , 40 yaşında başlanmalı ve en az 2 yılda bir tekrarlanmalıdır. 40 yaş öncesi kendi kendine meme muayenesi konusunda toplum bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Meme muayenesinin tarama sıklığı tüm dünyada tartışmalı bir konu olsa da her birey kendi risk faktörleri ile değerlendirilip tarama sıklığı ve görüntüleme yöntemine buna göre karar verilmelidir.

    Kendi kendine muayene

    Kadınların her ay düzenli olarak yapmasını önerdiğimiz ve kendi meme dokusunu tanıyarak olabilecek bir değişimin ilk kendisi tarafından farkedilmesini istediğimiz muayene şeklidir. Meme kanseri farkındalığının sağlanması için en önemli ilk adımdır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki kadınların her ay düzenli olarak yaptığı kendi kendine meme muayenesi ile bulunan kitlelerin yaklaşık % 50 sinin boyutu 2 cm altındadır.Meme kanserinde erken tanı için çok önemli bir adımdır.

    20 yaşını geçen her kadının adetinin bittiği tarihten sonra ilk 10 gün içerisinde kendisini muayene etmesi önerilmektedir. Adet görmeyen kadınların da ayın belirli bir günü kendilerini muayene etmeleri önerilmektedir

    Mamografi memenin 2 tabaka arasında sıkıştırılarak röntgen filminin çekilmesidir. Günümüzde en önemli meme kanseri teşhis yöntemidir. Erken teşhis amacı ile belirli bir yaştan sonra düzenli olarak çekilmesi önerilmektedir.

    Günümüzde artık sadece digital cihazlar ile mamografi çekilmesi öneriliyor. Foton sayma tekniği ile çalışan dijital mamografi sistemi sayesinde bilinen klasik dijital mamografi cihazlarında görüntü elde edilebilmesi için kullanılan ara süreç ve teknikler ortadan kaldırılmaktadır. Bu nedenle iyi bir görüntünün elde edilmesi için gereken ışın dozu azalmakta, yarıya düşmektedir.

    Genç hastalarda ve meme dokusunun yoğun olduğu durumlarda mamografiye ek olarak meme ultrasonu çekilir. Meme ultrasonu, gönderilen ses dalgalarının yansıması ile elde edilen görüntü yöntemidir. Özellikle genç kadınlarda en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir.

    Hangi yaşta olursanız olun aşağıdaki belirtiler olursa en kısa zamanda bir jinekolog veya genel cerrahi uzmanına başvurmanız önerilir.

    • Memede Ele Gelen Kitle
    • Koltuk Altında Ele Gelen Bir Kitle
    • Memenin Şeklinde Değişiklik
    • Meme Başlarının Pozisyonlarında Değişiklik
    • Memede Veya Meme Başında İçeri Doğru Çekinti Olması
    • Meme Başında Akıntı
    • Meme Derisinde Kalınlaşma, Şişme, Renk Değişikliği
    • Meme Başında Kalınlaşma, Kızarıklık veya Yara Olması
Doktora Sor
Youtube
Instagram
Konum